12 Haziran 2007 Salı

Kara Yılan İnledi

Zincire Vurulmuş Yin ve Yang

Güneşin altında durmuş kalbinde kimseyi taşımayan beyaz bir kız ve masmavi ışıkların altında blues çalan bir barda şarkı söyleyen siyahi bir adam. Gece olduğunda ve ışıklar söndüğünde onlara ne olacağını kimse bilmez. Ama o ana kadar yaşananlar bir başyapıt yaratacak kadar kirlidir.

Bir zamanlar çok güzel olan ancak zamanla sıkılınıp kenara atılan bir oyuncağı andıran Rae (Christina Ricci), yaşından fazla erkekle beraber olmuş, aynı isimden en az üç çocukla çıkmış, el ve ayak parmaklarının sayısından fazla kişiyle öpüşmüş bir seks bağımlısıdır. Rae, acının ve sevginin aynı pakette geldiğine inandırılan kırılmış bir kızdır ve nişanlısı Ronnie’nin (Justin Timberlake) askere gitmesiyle darmadağın olmuştur.
Hayatını tanrı korkusuyla dopdolu yaşayan Lazarus (Samuel L. Jackson) ise mavi gırtlaklı bir blues şarkıcısıdır. Hayatının kadınını bulup evlendiğinde şarkı söylemeyi bırakmıştır. Fakat karısı tarafından aldatılıp terk edilince yeniden elini uzatıp on senedir yatağının altında sakladığı gitarını alır. Hayalleri ve müziğiyle başbaşadır artık, ta ki tozlu Memphis yolunun karanlık tarafında kanlar içinde yatan Rae’i buluncaya kadar. Laz, onun kanatları yolunmuş küçük bir melek olduğunu hemen anlar. Kızı evine getirip yaralarını iyileştirdikten sonra kimseden beklenmeyecek bir hareket yapıp Rae’i belinden bir zincirle radyatöre bağlar. Sıra kızın ruhundaki pisliği akıtıp çıkarmaya gelmiştir. Onu kurtarmanın yolunun bu olduğunu düşünmekte Ancak onu zincire vurmasına rağmen şefkatle yaklaşmakta bir kedi yavrusu gibi besleyip ilgilenmektedir.

Kuzey Missisippi Blues

Herkesin şarkı söyleyip kendisinin sustuğu bir sahnede Justin Timberlake’in canlandırdığı Ronnie’yi bir bar penceresinden içerdeki küçük sevgilisi Rae’i başka adamlarla dans ederken seyrettiğini görüyoruz. Bu yönetmenin filmi çekerken aklını kaybettiği bir kaç sahneden biri. Kederli blues şarkıları gibi insani ihtiyaçların katıksız duygusallığı izleyenleri iliklerine kadar ürpertiyor. 1930’larda yaşamış efsanevi blues şarkıcısı Son Houese’un dediği gibi, “Sadece tek bir blues türü vardır. O da kadınlar ile erkekler arasındaki ilişkilerde ortaya çıkar.”
Delice sahnelerle dolu bu film, kızgın bir radyatör kadar sıcak. Dokunduğunuzda elinizi yakan Kara Yılan İnledi’nin kolay unutulmayan, ardında kötü bir yanık izi bırakan karanlık bir sırrı var: Irk, cinsiyet ve sınıf farklılıklarımız ne olursa olsun hepimiz insanız, hepimiz bir gün feleğin çemberinden geçeceğiz ve yaralarımızı saracak birine her zaman ihtiyaç duyacağız. Lazarus ve Rae’in bir zincirin halkaları kadar birbirine kenetlenmesinin sebebi de bu. İkisi de asla eskisi gibi olmayacaklardır. Birbirlerine sonsuza kadar bağlanmışlardır.

Hiç yorum yok: