7 Mart 2008 Cuma

Cengiz Han: Sonsuzluğun Haritacısı



Cengiz Han, uçsuz bucaksız bozkırlarda bulutlar gibi sürüklenen Moğol kabilelerini buyruğu altında birleştirmiş ve büyük bir fırtına yaratmıştı. Bu, o küçük bulutun hikayesi…

Yazılı kaynak olmaması nedeniyle Cengiz Han hakkında bildiklerimiz efsanelere ve abartılı halk hikâyelerine dayanıyor. Ve işte, Moğolların Gizli Tarihi adlı eserde toplanan o efsaneler hep gri-mavi bir kurttan söz ediyor; fırtınadan kaçacak yeri olmayan ve bu yüzden bozkırlarda koşup duran bir kurt. Ama her efsane gibi bunun da bir başlangıcı var. Çünkü Cengiz Han’ın hikayesi Timuçin adıyla avucunda bir kan pıhtısıyla doğduğu gün başlıyor. Rahipler onun ileride ne kadar büyük bir lider olacağını, Moğolları birleştirip dünya tarihinin gördüğü birbirine bitişik en büyük imparatorluğu kuracağını görebiliyorlar ve ondan korkuyorlar. Ama filmde Sergei Bodrov bize Cengiz Han’ın dünyanın yarısını nasıl fethettiğini, savaşlarını ve taktiklerini anlatmaktan çok, onun bunları yapacak güce nasıl kavuştuğunu anlamamızı sağlamaya çalışıyor.
Dünyanın ıssız köşeleri nadiren beyazperdeye yansır. Bir Alman, Rus, Kazak ve Moğol yapımı olan film bizi 1100’lere, sürekli savaş halinde olan göçebe Moğol kabilelerinin dünyasına götürüyor. Dokuz yaşındaki Timuçin o günlerde babasıyla beraber başka bir kabileden kendisine gelin seçmek için yola çıkıyor ve “yüzü bir ova gibi düz, gözleri içine kötü ruhların girmesini engelleyecek kadar kısık ve güçlü bacakları olan” Borte’yi seçiyor. Çocuk gelinine kendisini beklemesini söyleyerek eve doğru yola çıkıyor. Ancak Onan Nehri’nin dağlardaki kaynağına yerleşen bir kabilenin görkemli kağanının oğlu olan Timuçin’in o yolculuk sırasında bütün hayatı alt üst oluyor. Geri dönerlerken babası öldürülüyor ve babasının kabilenin başına geçen Targutay, Timuçin’in öldürülmesini emrediyor. Ama Moğollar çocukları öldürmez. İşte bu kadim kural sayesinde hayatı kurtulan Timuçin’in yıllar süren kaçışı başlıyor. Bütün Moğollar gibi at üstünde doğmuş olsa da, bir kurt gibi bozkırda koşmak zorunda kalan çocuğun düşmanları her geçen gün biraz daha artıyor, ama aynı zamanda kendi kağanlarının zulmünden ve kölelikten kaçanlarla birlikte yandaşları da çoğalıyor.

Mavi Göklerin Tanrısı Tengri

Bütün Moğollar gökyüzü tanrısı Tengri’den ve onun öfkesi olan fırtınalardan korkar. Film bize fırtınadan kaçacak yeri olmadığı için saklanmaktan vazgeçen ve yıldırımlara meydan okurcasına kılıcını gökyüzüne kaldırıp savaşmaya başlayan bir adamın hikayesini anlatıyor. Küçük beyaz bir bulutun gökyüzünü kaplayan ve güneşi karartan dev bir fırtınaya nasıl dönüştüğünü izliyoruz. Uçsuz bucaksız bozkırlara ve çöllere sınırlar çizmek için bir o yana bir bu yana savrulan bulutları andıran göçebe Moğol kabilelerini kılıcının etrafında topluyor ve Çin’den Türkiye’ye, Kazakistan’dan Kuveyt’e uzanacak korkunç bir fırtına imparatorluğu kuruyor.

Hiç yorum yok: