8 Mart 2008 Cumartesi

Juno: Geometri sınavı mı, hamilelik mi?



Eski striptizci ve telefonda seks hattı çalışanı Diablo Cody’nin senaryosuyla Oscar kazanan Juno’da, on altı yaşında hamile kalan bir kızın bir argo ve popüler kültür hazinesini andıran hikayesi anlatılıyor.

Siz ışıkları karartın, ben şişeyi çevireyim ve dolapta altı yedi dakika neye yol açıyormuş görelim. Sonuçta bu yazıyı okumak en fazla bu kadar sürer, değil mi? Şimdi şişe çevirmece sonucu dolapta geçirilen o altı yedi dakikaya yaraşır bir film yazısı yazacağım. Çünkü Juno, tam da böylesini hak ediyor.
Popüler kültürün içinden fırlamış genç bir kızın hikayesi en iyi bir günlük sayfasına pastel boyayla çizilen resimlerle başlar. Film bizi Juno’nun gezegenine bu tür küçük bir animasyonla sokuyor. Juno McGuff, He-Man, Voltron, Thudercats ve Scooby Doo seyretmek için erkenden kalkmaya, sonrasında da havalı BMX marka bisikletine binmeye bayılan ve geometriden ödü kopan çok tanıdık bir kız. Ayağından Converse’lerini, elinden hamburger şeklindeki telefonunu, ağzından tütünsüz piposunu, odasının duvarından posterleri, çizimleri ve simli çıkartmaları eksik etmiyor. Hole ve Iggy Pop CD’leri, çizgi romanlar biriktiriyor ve yaşlandığında evinde bir scrabble oyunu, masasında yemeği, iyi dostları ve ailesi olursa kendini mutlu hissedebileceğini düşünüyor. Fakat ne yazık ki, ismi Juno olan bu kız ağzında bir fili ezebilecek kadar ağır bir argo hazinesi barındırıyor ve insanı korkutacak derecede İtalyan korku filmlerindeki kana susamış katillere bayılıyor. Yani Juno McGuff, 90’ların MTV’sinden, eğimsiz olduğu için perdedeki alt yazıları okuyamadığın eski sinema salonlarından, polaroid makinelerinden fırlamış bir tip gibi görünüyor. Her ne kadar 2000’lerde yaşasa da, onun 90’lardan kalma yıllık fotoğrafındaki kameraya bakarak somurtan yüzden farkı yok… Fakat Juno’nun bu eski moda havalarında Eski Ahitten fırlamış bir durum var: Juno McGuff hamile ve karnı sıkılmak için bekleyen bir ergenlik sivilcesi gibi şişmekte!
Juno hakkında bu kadar dedikodu yeter. Zaten artık onu gözünüzde canlandırabiliyor olmanız lazım. Bir gece şişe çevirmece kadar masumca bir meraktan ötürü okulun eziği Bleeker’la sevişip hamile kalıyor ve sonrasında kürtaj kliniğinin bekleme salonunda korkuya kapılıp bebeği evlatlık vermeye karar veriyor. Kendi tabiriyle, “dölünü” evlatlık verecek “mükemmel” çifti bulması fazla zamanını almıyor. Ancak pembe bir sakız gibi şiştikçe Jennifer Garner ve Jason Bateman’ın canlandırdığı çiftin de evliliklerinde sorunlar olduğunu anlamaya başlıyor. Ve patlamadan önce pembe kurşun kalemle son kararını bir defter sayfasına yazıp hayatına devam ediyor. Yani Juno için geometri sınavı bile hamilelik mevzuundan daha korkunç!

Tic tac toe hazinesi

Harry Potter büyülerini ağzına dolamış dolaşan, suyu geldiğinde “Thundercats” diye bağıran Juno, Minneapolis’in striptiz barlarından fırlamış Diablo Cody adında müthiş bir senaristin eseri. Bebekleri bedava iPod’lar gibi dağıtan Çinlilerden, elmalı turta gibi kokan prezervatiflere kadar pop kültürünün tic tac toe şekerlerini andıran her rengine göndermelerle dolu senaryo dışında, filmin albümü de küçük bir hazine niteliğinde. Özellikle Kimya Dawson’ın şarkıları muhteşem.

Hiç yorum yok: